Genel

LOHUSA NEDİR? LOHUSALIK DÖNEMİNDE DEPRESYONU KOLAY ATLATMANIZ İÇİN TAVSİYELER

Lohusa Nedi̇r? Lohusalik Dönemi̇nde Depresyonu Kolay Atlatmaniz İçi̇n Tavsi̇yeler

Lohusa; doğum sonrası bir kadının yaşadığı 6 haftalık süreye verilen isimdir. Bu dönemde, kadınlarda gebelikte değişime uğrayan metabolizma ve genital sistemde oluşan değişimin düzelmesi yani geriye dönüş süresi olarak tanımlanır.

Annelerin en büyük sevinci, 9 ay bekledikten sonra kucaklarına aldıkları çocukları ile buluştukları ilk anın sevincidir. Sıkıntısı, stresi, sabırsızlığı kısaca iyisi ve kötüsüyle geçen dokuz aydan sonra doğan çocuğun yarattığı sevinci tarif etmek imkânsızdır. Bu sevinci en iyi anne anlar. Tabi doğumdan sonra her şey bitmiş değil, doğum sonrası annelerde bir takım değişiklikler meydana gelir. Gerek psikolojik gerek fizyolojik olarak bazı değişimler meydana gelir ve tabi ki dokuz aylık süreç içinde yine aynı şekilde yaşanan değişimlerin yavaştan geriye dönmesi ve kadını normal haline geriye dönmesi süreci başlar. Tıp dünyasında bu sürece “lohusalık dönemi” denir. 6 hafta yani 40 gün süren lohusalık döneminde, hamilelik süresince yaşanan fizyolojik ve psikolojik sorunlar yavaş yavaş geride kalır.

Hamilelik döneminde annelerde bir takım değişiklikler meydana gelir. Aniden yükselmeye başlayan hormonlar, hamileliğin getirdiği stres ve psikolojik sorunlar bunların en başında gelir. Doğum sonrasında ise melankoli, depresyon ve psikoz olarak adlandırılan bazı sıkıntılar oluşmaya başlar. Lohusa dönemi ise yani 40 günlük bu süreç, annenin eski haline dönme süresi yani yaşanan sıkıntılardan kurtularak normal hayatına dönme süresidir.

DOĞUM SONRASI MELANKOLİ

Doğum sonrası annelerde bir takım değişiklikler meydana gelir. “Melankoli” adı verilen bu değişim sürecinde anne kendini güçsüz hissedebilir, aniden ağlayabilir, çabuk sinirlenebilir veya kolay kolay uyuyamama sorunu ile karşılaşabilir. Bu sürecin geçici olduğunu, lohusalık dönemi sonrası her şeyin yeniden normale döneceğini bilmelisiniz ve kendinizi bu şekilde kontrol altına almalısınız. Kendiliğinden düzelen bu durumun psikolojik bir etki olup doğum kaynaklı bir ruh hali olduğunu bilin ve emin olun ki lohusa döneminden sonra her şeyin çok daha güzel olacağı günler sizi bekliyor olacak.

DOĞUM SONRASI DEPRESYON

Özellikle de ilk defa anne olan kadınlarda daha fazla görülen doğum sonrası depresyon, melankoliye benzer ancak bunun süresi biraz daha uzundur. Uzmanların yaptıkları araştırmaya göre, doğum sonrası depresyon, bazen lohusalık döneminin bitmesi ile sona ermez. Annenin psikolojik durumuna göre bazen 1 yılı bulabilir, bazen emzirme döneminin bitimine kadar devam edebilir.

DOĞUM SONRASI DEPRESYON BELİRTİLERİ NELERDİR?

  • Hayattan zevk alamama, her şeyin boş olduğunu düşünme,
  • Yaşama karşı isteksizlik duyma,
  • Cinsel hayatta isteksizlik,
  • Aşırı sinirlenme ve ani öfkelenmeler,
  • Bebeğe yeteri kadar ilgi gösterememe,
  • Sosyal çevresinden uzaklaşma,
  • Pişmanlık, yetersizlik duygularına kapılma.

Bu durumlar, her anne adayında görülmeyebilir. Genel olarak ailesinden ilk defa uzaklaşmış annelerde bu tip durumlar daha fazla kendini göstermektedir. Babanın çalışması ve buna bağlı olarak anneye gerektiği kadar ilgi gösterememesi, annenin ailesinden uzak olması gibi durumların varlığında, doğum sonrası depresyon daha fazla görülebilmektedir. Ancak umutsuz olmamak, bir şeylerle meşgul olmak ve kucağındaki çocuğun hayatının en güzel varlığı olduğu bilincinde olarak hareket etmek, depresyonu daha kısa sürede ortadan kaldıracaktır.

DOĞUM SONRASI PSİKOZ

Lohusalık döneminin en kötü etkilerinden biri de “psikoz” durumudur. Çok nadir görünse de diğer sıkıntılardan çok daha büyüktür ve kesinlikle bir uzmandan destek almayı gerektirir. Psikoz sıkıntısı, annelerde düşünce bozukluğuna, varsanımlara, bebeğe veya kendine zarar verme eğilimi gibi kötü sıkıntılara neden olmaktadır.

Lohusalık dönemi, aslında çok da büyütülecek bir dönem değildir. Sadece annelerin bilinçsiz olması, daha önce yeteri kadar bilgi sahibi olmamaları ile birlikte aniden meydana gelen değişimler karşısında ne yapacakları konusunda fikirlerinin olmaması lohusalık döneminin daha çetin bir hal almasına neden oluyor. Tabi şunu da kabul etmek gerekir ki; bir anne her ne kadar doğum öncesinde lohusalık dönemi hakkında bilgi edinirse edinsin, tecrübe etmeden net olarak nasıl bir süreç olduğunu anlayamaz. Ama yine de annelerin bu durumun geçici olduğunu bilmeleri ve bunun bilincinde daha temkinli ve sabırlı olmaları gerekmektedir. Bu dönemde, en büyük desteğin babadan geleceği unutulmamalıdır.

Lohusa Döneminde Depresyonu Kolay Atlatabilmeniz için  Tavsiyeler

  • Genel olarak yukarıda belirttiğimiz sorunlarla karşılaşılan lohusalık döneminde en büyük destek “sosyalleşme” ile gelir. Yakınınızda kim varsa bir süre yanınızda kalması, size destek vermesi, lohusa dönemi sıkıntılarını daha kısa sürede atlatmanıza yardımcı olacaktır. Bir de günlük işlerinizi (temizlik, yemek, hobi) mutlaka yapmaya devam edin. Bu tür davranışlarda bulunmanız, kısa sürede yaşadığınız sıkıntıdan kurtulmanıza yardımcı olacaktır.
  • Bazı anneler maalesef sıkıntılı bir hamilelik dönemi ve doğum geçirebilirler ve bu da doğum sonrası yaşanacak psikolojik sorunların daha da tırmanmasına neden olabilir. Bu tip durumlarda yaşadığınız kötü olayları aklınıza getirmemeye çalışın ve hayatın bir parçası olarak değerlendirmeye çalışın. Bu şekilde davranmanız daha kısa sürede yaşadıklarınızı unutturmaya yardımcı olacaktır.
  • İlk defa anne olanlar bebeğe odaklanmaktan kendilerini unuturlar. Oysa böyle olmaması gerek. Bebek, ailenizin ve dünyanın yeni bir parçasıdır artık o da sizin gibi yaşanabilecek sevinçli günlere veya üzüntülü günlere ortak olacak. Bu yüzden tamamen bebeğe odaklanmayın, kendinize de zaman ayırın. Kişisel bakımınızı ihmal etmeyin, parti, eğlence, kadınlarla bir araya gelme gibi aktivitelerden geri kalmayın. Yanınızda biri varsa bebeği emant edip duşunuzu alın, makyajınızı yapın. Yani güzel şeyleri her zamanki gibi hak ettiğinizi unutmayın.
  • Anneler, ilk defa doğum yaptıklarında özellikle bebeğine çok düşkün olurlar, dışarıda hafif bir meltem esintisi olsa bile bebeğin soğuk alacağından korkarlar, pencereleri açmak istemezler. Fakat durum bu değildir. Her ne kadar bebekler daha çabuk dış etkenlerden etkilenseler de onları tamamen koruma altına almanız da doğru değildir. Hava şartları müsait ise bebeğinizi de alarak dışarıda biraz zaman geçirin. Bu hem sizin hem de bebeğinizin sağlığı için daha iyi olacaktır.
  • Sosyal hayattan kopma durumu, annelerde en çok görülen durumlardan biridir. Lohusalık dönemini az psikolojik etkilerle atlatmak isteyen annelerin akrabaları, eş ve dostları ile bağlarını kopartmak yerine daha sıkı ilişki içinde olmaları elbette daha güzel sonuçlar doğuracaktır.
  • Yeni anne olmuş kadınlara akıl veren çok olur. “Bebeği öyle yıkama”, “bebeğe böyle süt emzir”, “uzmanın birinden duymuştum…” gibi laflar en çok duyulan sözlerdir. Bunlara çok da kulak asmanıza gerek yok. Yanınızda kayınvalideniz, anneniz veya daha önce doğum yapmış, özellikle de size annelik yapacak yaşta olan kişilerin size verecekleri önerileri dikkate almanız yeterli olacaktır. Bebek bakmak çok kolay bir iş olmasa da emin olun ki imkansız değildir.
  • Eşinizden yardım istemeye çekinmeyin. Anlayışlı bir eşiniz varsa bebeğinizi yıkarken, emzirirken veya uyuturken mutlaka yardım alın. Bu, kendinizi yalnız hissetmekten kurtulmanıza yardımcı olacaktır.
  • Bebeğinizi emzirirken onunla temas kurun. Gözlerine, parmaklarına, ağzına, kirpiklerine dikkatlice bakın. Bu, yaşadığınız lohusalık döneminin en kolay şekilde atlatmanıza yardımcı olacaktır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir